23 Kasım 2008 Pazar

mış'lı geçmiş

kaç yıl önceymiş, unutmuş bile. en son ne zaman titremiş dizleri, ne zaman midesinde uçmuş pır pır kelebekler-ki varsa o kelebekler-, ne zaman onu görmek için saçma sapan bahaneler uydurmuş, ne zamandan beri çok görmek istemiş ki zaten birini unutmuş. aslında istemiş hep titresin dizleri, görsün hep onu, uçsun kelebekleri, ithaf etsin şarkılarını. cep telefonuna baktığı zaman gördüğü "1 mesaj alındı"lara heyecanlanmak istemiş, merak etmek istemiş hep. duymuş hep sağdan soldan bir şeyi çok isteyince olur u. inanmamış ki hiç. olmamış çünkü hiç. çok istemiş öyle böyle değil çok fazla istemiş. olmamış. hıh işte oldu demiş tam ama yanlış birşeyler varmış "doğru" değilmiş olanlar. "yalan"mış hep. şaşırmış zaten nasıl bu kadar sahici olabilmiş her şey. biliyormuş zaten yalan olduğunu da işine gelmiş biraz. oynamış işte ama sevmişte bu oyunu, oyuncağını. bir an böyle kaptırmış kendini oyuna aa bi bakmış hayat devam ediyor, oyun bitmiş. birileri almış kızın oyuncağını. halbuki kız biliyormuş bir gün oyundan sıkılacağını ama işine gelmiyormuş işte. görmüyormuş oyunda ters giden şeyleri. ama hiç tahmin etmemiş bu kadar çabuk birilerinin çıkıp oyuncağını alacağını. bozulmuş tabi, üzülmüş, ağlamış, kızmış, küsmüş. arada bir başka oyuncakları olmuş ama bozulmuş onlar hemen.
hıhh işte oldu dediğinde titrememiş hiç dizleri, uçmamaış kelebekleri. tamam görmek istemiş ama oyunu hakkını vererek oynamak içinmiş onlar. .......ve artık sıkılmış, bunalmış, özlemiş unuttuğu hislerini. istemiş yine inanmak bir şeyi çok istiyorsan olur a. görüyormuş çünkü sokaklarda soğuk elleri ısıtan bir başka eli, birbirini ısıtan nefesleri.

sadece özlemiş unuttuğu hisleri. buymuş bu aralar derdi.

Hiç yorum yok: