31 Aralık 2009 Perşembe

yine mi bamya

bazen çok korkarım ben ya 10'dan geriye doğru saymayı unutursam-kaçırırsam diye.

30 Aralık 2009 Çarşamba

disko topu

sabah 2 tane çekik gözlü gencayla kesişince kurduğum hayale bak bi allasen:
şimdi bunlar japonmuş. ben bunların bi tanesiyle çıkıyomuşum.böyle çok güzel, süper bi ilişkimiz oluyomuş. benim japonda buraya okumaya gelmiş işte. e tabi mezun oluncada bu 'ben memleketime gidicem senide götürcem anamın babamın elini öp suşi tükkanı zincirimiz var, birinin başınada sen geçersin' diyo. neyse ben evdekilere diyorum böyle böyle ben aylar önce metroda 2 artis japonla kesiştim sonra tanıştık kaynaştık tekiylede çıkmaya başladım ama mezun oldu benide japonyaya gelin götürmek istiyo suşi tükkanı zinciri( ne demekse) varmış benide o tükkanların birinin başına oturtcaklarmış diyorum. babam uzak muzak olmaz diyo. annemde ne var ya emekli oluruz japonyaya yerleşiriz diyo. oğlanıda orda japonya halk dansları topluluğuna göndeririz dans hayatına orda devam eder diyo. babam biraz düşünüyo hımm olabilir yaa aslında diyo. bende kızımla aynı tükkanda dururum beceremez zaten bu diyo. sonra biz japonyaya gidiyoruz.
öyle işte.


** yaa o değilde çekikler pek hoştu be.


bişey yapmalı hey!
bişey yapmalı hey!
bişey yapmalı hey!


***("diyo" larımdan tiksindim. ne kadar çok kullanmışım."diyor" de bari. ama yook nerdee.)

29 Aralık 2009 Salı

hangi nefes var boynunda ? hangi ses var aklında? *

çok şey var aslında ama benim o çoklara girip kaybolasım yok.
var var. tamam. kaybolasım var. ama bu çoklukta değil. belki başka bi boklukta ay bok demişim çokluk çokluk. ee ne yapalım şimdi? azaltalım.
azalmıyo ama.
görmemezlikten gelelim.
peki.
sonrada içimize atıp patlatalım mı?
patlatalım anasınısatıyım.
tamam o zaman gittim ben.
git !



*(herşey)

25 Aralık 2009 Cuma

bitti bitti tamam

bişey saçmalayıp çıkıcam hemen dur hele az otur soluksan sen bu arada.
eski sevgili kokusuyla toplum içine çıkmak yasaklansın. demiştim bunu daha önce evet bi daha diyorum. "yok arkadaş ben sıkarım" diyosan otur evinde sık. çıkma sokağa her sabah.
-yuh hala mı o!
dersen de sana yuh! derim. hayır hala o değil elbet ama o koku hala evet. eski sevgili kokusunu dibinde hissettiğinde senide görürüz ağzın gözün yamulup kalbin mort olunca. isviçreli bilim adamları bile demiş. koku hafızası demiş çok kötü bişe demiş. herşey unutuluyo bi o unutulmuyo demiş. isviçreli bilim adamları demiş olm boru mu değil bence.

23 Aralık 2009 Çarşamba

sen az öte kay öbürü beri gelsin

yazabilitemi kaybettim. "yazabilite"ne demekse artık düşün yani o kadar kayıp.
başka şeyler de kaybettim tabi bu arada.
sonra bi işe başladım ben mal gibi. garip aslında bazen "napıyosun burdaa yaa çık git kızım" diyorum. bazen cidden dellenip millete atar yapasım geliyo ama işte bazende çok matah bişey yaptığımı sanıp kendi kendime böbürleniyorum. getirisi olması gerekirken bol miktarda götürüsene denk geldiğim bi iş oldu maddi ve manevi yönden.
benden yaşça küçük olan birinin bana "şunu yaptın mı akşam?bunu yaptın mı?yapsana. onu şöyle yap arada bir." gibi direktifleride cabası. neyse ki ayarlı cevap verebilen taraflarımda bir kayıp söz konusu değil. ohaa yaa şuna bak ben yaş durumlarına takık değilimdir halbuki ama resmen kız benden 5 yaş küçük diye ciddiye alamıyorum onu.
naledolmasın size liseli ergenler.
off pooff afra tafra.

23 Kasım 2009 Pazartesi

sonkiüçdört


"ben seni öyle sevdim.

böyle mi sevdim?"

"plus"larımı alan kadın

bu kadında bi gariplik olduğunu ben anlamıştım. vallada billada anlamıştım. aferin kız bana. meğer hatun 2. kocayı almış. tam bilmiyorum tabi sayıyı. 3 olur 4 olur 5 olur 7 ye kadar yolu var bunun. ya bi insanın enerjisi bu kadar mı düşük olur. bi insan etrafına bu kadar mı negatif enerji sıçratır.
deli bu deli.
mıy mıy mıy ağzının içinde konuşuyo bide bi bok anlaşılmıyo dediğinden. vurcan ağzına tersli düzlü bundan sonra tüm dediklerini pöykürerek söyletcen.

bir gün yolda giderken....

en çok beni severmiş o
beni aramış gözleri giderken
........
*her seferinde inanmaya doymadığım.

20 Kasım 2009 Cuma

donnakaran

abilerim ablalarım,
mertlik* bozulmuş diyorum daha da bişey demiyorum.


(*çok gizli şeyler demeye çalıştım ben burda)

16 Kasım 2009 Pazartesi

buda mı gol değil

tanıdığım bi kız var. çok sevdiklerimden. bi de çok sevdiğim ilişkisi varDI. bitmiş. bitirmiş oğlan. "hepsi aynı bunların" klişesini hikayenin sonuna ya da başına yapıştıracağımız şekilde hemde. neden orjinal olmazki üzüntüler. neden bir diğerinin hikayesine ya da geçmişteki bir diğer hikayeye benzer. her aşk hikayesi de bir shakespeare oyunundan arak değil midir zaten. orjinal hali kuşbakışından gördüğümüzdür tabi. her hikayenin vardır bi detayı, özeli, kendine haslığı.
kız yazmış an ve an olayın akışını bi yerlere. hissetmiş. üzülmüş. ağlamış. hissettim. okudum. üzüldüm. ağladım. arayıp olanca rahatlığımla gevşek gevşek "boşver lan hepsi aynı" demeyi isterdim. en azından diyicek iki kelimem olurdu. ama yok cümle kurcak kelimelerim köşe bucaktı o an. sinirim de tavan. haa tabi akla gelenlerde küfürdü daha çok. ama az biraz saçmalayacak taraflarım hala bişeyler diyebiliyodu.
- boşver şimdi sen ders çalış tamam mı.



*ahh oğlan kafana zıçıyım senin.

8 Kasım 2009 Pazar

disko kralı iyi iyi

hay allah bak buraya bişeyler yazmak için açtım seni kalmışsın öyle. kim bilir neler yazıcaktım. merak ettim şimdi ha.
tüh yaa.

7 Kasım 2009 Cumartesi

nankörlük bayrağı ağır geldiyse bana ver

hımmm şimdi sana laflar hazırladım ben. neyse yaa uyumam gerekiyo şimdi. rüyama gel orda konuşalım burda uğraştırma beni. ağır konuşucam haberin olsun çocuk. hadi bekliyorum gel bi 15-20 dakikaya.

3 Kasım 2009 Salı

selam eder hafızandan öperem

bu sefer unutma olur mu? böyle şaşırtmacıklı güldürükcülü bişeyler yap. mutlanıyım ama umutlanmıyım.

30 Ekim 2009 Cuma

bir taş attım pencereye tık dedi oğlan çıktı benim beynim yok dedi vayy vayy

sana her baktığımda farklı bişey görmekten ödüm kopuyo. ya görürsem diyede kopuyo, görünce de kopuyo. normal koşullarda böyle olmamalıydı. henüz "normal koşullar" olmadı mı acaba. ama ben sağda solda atıp tutuyorum "aaa yoo herşey yolunda normal yaa" falan diyorum. sağlam atmışımda pek tutamamışım sanırım.

27 Ekim 2009 Salı

o zaman şöyle yapalım


çok çılgın planlarım var kendimi senle zehirlemek gibi mesela.

sen kimsen her neysen artık.




*dün gece okan'ın programında zehir ve cinayet konulu hedehödöleri izlerken.

21 Ekim 2009 Çarşamba

oyunbozanolamayan


onlar yazsın çizsin. ben oynarım.

nede olsa aşinayım.

14 Ekim 2009 Çarşamba

tıp !

eeee susmuşuz yine hayırdır.

28 Eylül 2009 Pazartesi

nasıl bakalım moraller?

ahh neyseki bu sefer karar marar almamıştım. ucuz atlattım yani. gerçi azcık bi aklım vardı bu aralar az kalsın onuda kaçırıcaktım ama tuttum.

bu sefer de ağza çalınmış bi parmak bal gibiydiniz.

teşekkür ettik iyi oldu moralimiz. ayrıca biz de sizi pek sever ve ne çok özleriz bir bilseniz.
ahh bir bilseniz!

8 Eylül 2009 Salı

kırmızı reçeteyle versinler seni

son bir haftadır falan yeniden seninle ilgili karar(!)lar almaya başlamışken hooop yine aynı şey ekranda 1 mesaj alındı. yok bu sefer alt üst olmadım, deli mutlu oldum. ilaç gibiydin. umarım etkisi uzun sürer çünkü ihtiyacım var bu ara buna ve belki de sana.




*güzel kalpliymişim ben öyle dedi.

7 Eylül 2009 Pazartesi

leyla bir özgecandır

bak dün gece öznesiydi yüklemiydi dolaylı tümleciydi nesnesiydi osuydu busuydu kafamda ne güzel ne kötü kelimeler vardı. uçtu uçtu kuş uçtu şimdi. ooff aman neyse beynim midemde şu an cümle kuramıycam.

6 Eylül 2009 Pazar

bak sözcükler neler diyo

" ben seni gizli sevdim " ne güzelsin sen .

3 Eylül 2009 Perşembe

*med-cezir den aldım bunu

"erkeğin narsisti terk edilmişse felaket! hele bu şekilde aşktan düşmeye görsün, hemen bir telaşla herkese duyurur ilişkisinin bittiğini, kendini aklayan berikini suçlayan bir dizi açıklamayla beraber. stratejik davranır, kime ne söyleyeceğini hesaplar. açıklar ve beyan eder. resmi tarih gibidir, ister ki kendi yorumu kalsın ayakta, tutunaklarda, ortalıklarda. ister ki zeval gelmesin kendine, prestijine, erkekliğine. erkeğin narsisti bir ilişki biter bitmez derhal bir yenisine yönelir. yalnız kalmaktan ödü patlar. pohpohlanmadan, hayran olunmadan, bir başka bedenden enerji devşirmeden yaşaması imkansızdır. o yüzden, vakit yitirmeden bir başka kadın bulur. mümkün mertebe, bir öncekine nazaran bambaşka kumaştan dokunmuş bir kadın olur bu."

*elif şafak

e yani ne diyim şimdi ablam ne güzel demiş bak.

körebe

"bazı şeyleri görmezden gelmeyi çok isteyipte sürekli gören, parmağını gözüne gözüne sokan kızın dramı." evde, sokakta, orda, burda, şurda, sinemalarda...

ne çok isterim gördüklerim, duyduklarım, hissettiğim şeyler için amaaaan kukumda değil demeyi. şimdilik lafta diyoruz ama du bakalım içten çıkıcak mı.
ucu gözüktü gerçi bekliyoruz.

1 Eylül 2009 Salı

ders aldık biz

azıcıkta olsa ucundan savunduğun fikirleri ya da şahsi düşüncelerini başkasına ifade edememek, yok lan dur anlatcam telaşına giripte yine bi bok anlatamamak, iyice boka sarmak, sıvamak hatta tüy dikmek, ama inatla izah etmeye çalışmak kötü bişey yapma. sonra adama sanane derler. evet çok doğru derler. bak noluyo sonra sanane onun ilişkisinden oluyo. demekki neymiş küçük hanım, bir daha asla fikir beyan etmiycekmişsin. kim olursa olsun, ne olursa olsun. sondu bu çenemi tutamamam yoksa öyle göt gibi kalırsın devam edersen.
hadi bakalım kıssadan hissemiz olsun mu bu bizim? olsuuuuun.
- e oldu o zaman hadi biz kaçtık.

31 Ağustos 2009 Pazartesi

28 ağustosun yazısı bu (üstüne alınma "bugün")

günde çok fazla anlam vardı ama kelimeler bi o kadar anlamsızdı.
bende o gün sustum. bide hep keşke dedim.


*22. kutlu olsun !

yıkmayın olum kalelerimi !

hayal ettiğim bazı şeylerin ete kemiğe bürünmüş hallerini görünce onlara tutunuyomuşum, inanıyomuşum bunu farkettim. ama sonra onlar yıkılınca benim de bir kalem daha yıkılıyomuş inancım azalıyomuş. bunu farketmedim hemen anladım.
hakkında fazla bişey bilmediğim insanlara fazla anlamlar yüklemişim. hani hayaller ete kemiğe bürününce onlar için asla yapmazlar diyip fazla güvenmişim işte. niye böyle bişe yapmışım lan? bi nevi şey işte insanlar filmlerdeki, dizilerdeki, kitaplardaki karakterlere tapıyo falan ya bende öyle bişey yapmışım heralde (ne gerek varsa).

valla dostum asla olmaz deme olmaz olur ya da onun gibi bişey. bilemedim şimdi.

hala şaşkınım ya.

oha lan oha

10 gündür falan çok şaşkınım. "oha! oha! oha! " diyip durduğum şeyler duyuyorum en yakınımdakilerden . böle bi şaşkalozluk hakim bünyemde. durup durup "vay bee" diyorum. teyze gibi oldum resmen. sonra oturup saatlerce üzülüyorum ama arada bi "hay anasınıı yaa" demeyide ihmal etmiyorum. sadece duymuyorum da yaşıyorum bazılarını yakın bi arkadaşımdan beklenmedik itiraflar falan buna "lan !" dedim ama değişiklik olsun diye. tee allam yaa hayat ne tuhaf valla bak. baco gider imkansızı ister, biri gider imkansız yok o yapmaz dediğimizi yapar. sonra bana malum olur, kızcağıza başına gelcek şeyi bi haftadır 28758 kere şakacıktan derim. şaka kaka olur. ooff daha neler neler bak yaa aklıma geldikçe şaşırıyorum şaşırdıkça teyzeleşip tee allam bunlarıda mı görcektim allahım yareppim diyorum.

24 Ağustos 2009 Pazartesi

gitsek

akçaydan haber geldi. buraya gel diyo herkes seni soruyo diyo. oooff dedim sadece ha bide hayal ettim geçen seneyi. sonra gelebilitemi düşündüm düşündüm olmadı.
erdekten de haber geldi bi 15 gün yetmedi gel bi +15 daha yapalım dediler. olmadı.

erdekte haşmet yesek, akçayda gece denize girsek hemen şimdi olsa bunlar. aa bide erdekte sahildeyken dünyanın en güzel yıldız kaymasına şahit olsam bi daha.

hadi bakalım kolay gelsin.

sen iste kek yapayım

soslu açılım yaptım yersen diye.
ya ben anlamadım açılımı. ama iyi bişey olduğunu şurdan anladım çevremdeki hazımsızların verdiği tepkiden.
neyse dur biraz daha safı oynayalım bakalım.


*ya anlamıyorum kardeş değil miydik zaten biz?

15 Ağustos 2009 Cumartesi

yalanını sevsinler

üşengeçliğimden her haltı dalgaya vuruşum, inan üzülmeye halim yok .

7 Ağustos 2009 Cuma

rüyalarda buluşuruz

gerçeğe bu kadar yakın rüyalar görmek zorunda mıyım? yoo hayır değilim.
eee o zaman görme kardeşim bize ne!
alla alla ben mi dedim gör de uyandıktan sonra ki 3-5 saatin piç olsun diye. deli mi ne çatacak yer arıyo vallahi bu kız ayol. ayy bırak bırak uğraşmaya değmez şekerim.
bak gördüğüm rüyayı da unuttum iyi mi.
kötü!

6 Ağustos 2009 Perşembe

azcık tadına baktım

ekşi olabilirsin sen. evet ya illa bi tadın olcaksa sen ekşisin bence. acısın ama ekşisinde. bilemedim bak şimdi nesin. neyiz? ikisininde fazlası zarar hatta bi çokları için tümden zarar mideye dokunuyo bi kere. can yakıyo, ağrıtıyo. sen de öyle can yakıyosun. annem acı iyidir iştah açar diyo, ekşi olan şeylerede öyle diyo. yedikçe daha çok istiyosun kaşınıyosun işte bi daha yansın canım bi daha ağzım sulansın, ekşiyi yiyince suratımın şekli değişsin diyosun. çok sevmiyosun yani kendini kandırıyosun ya da o acıyla ekşi kandırıyo seni, aklını çeliyo.

bak bişey demişti baco az değiştir, o dediğini kendine yor " ben beni düşünmezsem sen beni hiç düşünme" ve biz her görüştüğümüzde şuursuzca davranmaya devam edelim. ben sana o soruyu hiç soramıyım. "neden?" diyemeyim mesela "napıyoruz, neyiz biz?" hiç diyemeyim.
oldu mu şekerim. hadi gidebiliriz şimdi evlerimize kocaman öptüm by..

11 Temmuz 2009 Cumartesi

serbest kalp düşmesi



iki sebepten olur

birincisi taraflardan birinin aniden çekilmesi,

ikincisi, dış etkenlerin hızlıca tepkimeye girerek katalizör görevi üstlenmesidir.

düşmenin ivmesi yerçekimine bağlı değildir

bu, asıl düşmenin üçüncü sebebidir.

düşüş ivmesinin dört değişkeni vardır

birincisi dengesiz sevgi dağılımı

ikincisi modern hayatın salınımları

üçüncüsü beş para etmez diğer bir kadın

ve dördüncüsü hava muhalefetleridir

serbest kalp düşmesi her bireyin hayatında en az iki,

en fazla sekiz kere görülür."
ooff diyorum burdan bu şarkıya. ilk dinlediğim günden beri hastasıyım, fanıyım, kuluyum, kölesiyim, osuyum, busuyum..
hıh öğrendin mi neymiş serbest kalp düşmesi.

10 Temmuz 2009 Cuma

şıbıdık terlik


parmak arası terliği (şıbıdık terlik) bir kere de giyemeyen kızın dramı, hüznü ne dersen artık. giyemiyorum arkadaşım. yapamıyorum olmuyo. lank diye ilk denemede giyiyim şunu ayağıma diyorum o parmak arası terliğin arası bodoslama baş parmağıma dalıveriyo.

ahhhh ahh pek seviyorum kendisini üstelik ama direniyo bana.

6 Temmuz 2009 Pazartesi

hoppala

iyi geceler deyip geceye öyle devam etseydik ya .
ya da devam etmeseydik bitirseydik .

ı dont know

bilmiyorum deme bana bi daha tamam mı! evinin yolu gibi suyun tadı gibi o çok sevdiğin şarkıların sözleri gibi biliyosun. sözler sölüyosun harfciklerden oluşan ne tutuyosun ne tutarlı oluyosun ne de çözüm buluyosun. yüklemlerin de var üstelik ki onları cömertce kullanıyosun. ama başka bi bok yapmıyosun.
sebep?
onu da bilmiyosun!

27 Haziran 2009 Cumartesi

kandırıkçılar




lan olum yıllardır derya köroğluyla murathan mungan beraber dediniz. murathan o şiirleri derya'ya yazmış dediniz nooldu. derya evlenmiş işte üstelik murathan'la da değil bi ablayla.




25 Haziran 2009 Perşembe

tattoo

benim bi hayalim vardı. aslına bakarsan benim büssürü hayalim vardı. nooldu bi bok olmadı ya suya düştü ıslandı ya kayboldu ya imkansızlaştı ya da elimden aldılar falan filan.peki hiç mi gerçekleşen hayalim olmadı oldu oldu saolsun. dövme yaptırdım mesela. büyütülcek bişe değil gibi belki ama çok büyütmüştüm ben aklıma düştükçe ayy nereme ne yaptırsam acaba diye uykusuz gecelerim çok olmuştur uzun yıllar boyu. neyseki yaptırdım sonunda. garipmiş onu anladım. yani yaptırdıktan sonra öle çok enteresan duygularım falan olmadı zerre heycanlanmadım dersem de yalan olur hani. hayır onu yaptırınca boyum da uzamadı. ama sanki buna ihtiyacım varmış gibiydi. oohh bee dedim yanii sanki kızgın kumlardan serin sulara atladım hatta. bak bugünde üstünden geçmiş 7 gün. o 7 gün içinde ben mezun olmuşum gezmişim tozmuşum.

19 Haziran 2009 Cuma

14 kişilik hızlandırılmış şehir turu

dün biraz fazla mutluydum.
çook fazla sevdiklerimle beraber sevdiğim bi şehri yeniden keşfetmek pek hoşmuş be.
sıkılarak yürüdüğüm sokaklar, bindiğim tranvay hiç bu kadar eğlenceli olmamıştı.
en güzel günüm kutlu olsun.

17 Haziran 2009 Çarşamba

bi de şu vardı

tetriste çubuk bekler gibi seni bekliyorum.

:p

aloo

bugün sen beni aradın sonra ben seni tanıyamadım ya hıh işte ben çok mutlu oldum.

13 Haziran 2009 Cumartesi

kafası güzel gece

mayonezli makarna çok güzel olmasaydı o gece. siz güzel olmasaydınız kafalar güzel olmasaydı, o şarapta güzel olmasaydı, muhabbetlerde öyle. niye böyle oldu o son gece niye güzeldi ki son gece. bi çok şeye de geç kalınmış meğer o gece. tanımalara, tanışmalara, paylaşmaya, dinlemeye.

geyiğin dibine vurduk sonra biz o gece.

ne acayip lan yok diyecek bişeyim. resmen gözlerimin önünde bir şehir boşaldı, sevenler ayrıldı klişeleri yaşandı.

du bakalım yok gibi şimdilik bişey ama yok yaa dolmuşta falan tren garına giderken böle bi hislendim aslında yaa valla bak bişeyler oldu yani.

öküzlük var biraz üstümde kusura bakma şehir.

'bi de kusura bakma özgür

6 Haziran 2009 Cumartesi

lazım'lık

*ders çalışmam lazım herşeyden önce
*yeniden ve uzun zaman sonra çok sevilmenin nasıl bişey olduğunu hissetmem lazım
*onu incitmemem lazım
*fazla para harcamamam lazım
*aldığım bişeyi 8372497. kez değiştirmemem lazım
*ama yarın gidip pantolonumu ve ayakkabımı değiştirmem lazım
*öğlene kadar mal gibi yatmamak bi atraksiyon yapmak lazım
*saçlarımı boyatmam lazım
*ona takılıp kalmamam lazım
*kendime gelmem lazım
*üstümde ki gerginlikten kurtulmam lazım
*daha fazla öküzlük yapmamam lazım
*ota boka duygulanıp ağlamamam lazım
*kitap okumam lazım
*üşenmemem lazım
*erkenden yatıp, erkenden kalkmam lazım
*ooff bişeyler yapmak lazım.

hey...

22 Mayıs 2009 Cuma

olmadı değiştiririm

ya bak bide şeyi sevmiyorum. şimdi bişey alıyorum tamam mı pantalon olsun ayakkabı olsun onun gibi giyilcek şeyler işte. hıh işte alıyorum iyi hoşta bide bunları değiştirme şansımın olduğunu bilmesem hayat benim için çok daha kolay olabilirdi. alıyorum tamam mı ayakkabıyı yanımda da fikrini alacağım kimse yoksa tümden zıçtım. bilinç altım başlıyo çalışmaya " al lan o rengini al işte evde denersin sorarsın annene olmadı değiştirirsin" hadii bakalım olmadı değiştirirsin cümlesidir beni bitiren. yaa bir olur iki olur anlarım ama aldığım her halt için bunu düşünüyo olmak canımı sıkıyo. 3 hafta önce bi ayakkabı aldım eskişehir'den. 2 gün sonra değiştirdim ankarada. gittim diğer rengini aldım. havalardan dolayı henüz giymediğim içinde hala değiştirilebilme potansiyeli taşıyo, aklım diğer modele kayıp gidiyo. şimdide bir adet pantalon değiştirilmeyi bekliyo ve bu değiştirme kararını kabinde pantalonu denerken vermiştim. ben bunu şimdi alıyım sonra yeni model falan gelir değiştiririm.
akıl fikir!

lanet olsun sana eski sevgili parfümü kokusu

var olan sevgili olur, eski sevgili olur, sevgili adayı olur, hiçbişeyiniz olmaz siz hayvan gibi aşık olursunuz falan fişman. amaa bide tüm bunların kokuları olur. parfüm kokuları. sakın sormayın "ayy canım ne güzel kokuyosun ne bu?" diye aha bu soruya verilen yanıt çıkmaz beyinden lanet olsun. x parfüm der y parfüm der. o an hıımm falan dersin. gel zaman git zaman ya ayrılırsın ya da araya uzaklık muzaklık girer ya da onun gibi bişe işte. böyle yolda yürürken bi koku alla alla nede güzel bi koku. hay aklıma zıçıyım bu onun kokusu. ya bak sormasaydın ne kullanıyosun diye. nooldu sonra hoop en yakınında bulunan parfüm satan tükkana gir. slm dostum x var mı sende? de. var desin o da. sıksın bileğine denemek için. haydi görüşürük de çık tükkandan. obaaa kolundaki o kokuyla kaldın mı başbaşa. tee o zaman sormasaydın ne kullanıyosun? diye ilk gördüğün tükkana dalmazdın bi doz o kokuyu almak için. öle sağda solda rastladıkça koklardın tesadüf işte der geçerdin. hımm bide şey var yakın bi arkadaşında onun parfümünden kullanıyosa "aaa buu o. onun kokusuu ah ahh ne bunun adı yaa?" sakın deme. ben öyle yaptım. o da söyledi. sonra gittim kardeşime aldım o parfümü. aklıma zıçıyım! aferin çok doğru düşünmüşüm. böyle hergün bi doz almadan yaşayamıyodum. damardan parfüm enjekte edilse ya.
onun kokusuna alışmak kötüdür. acıtır. yazıktır günahtır. yapmayın etmeyin sıkmayın.
* donna karan'ın erkek parfümü yasaklansın. öyle bi yasa çıksın meclisten. desin ki tayyip donna karanın erkek parfümünü sıkmak tüm türkiye yasaklancak. sıkan ampül yutcak.

msj at msj





şu iki telefona sahip olcaksın ve içinde kontör olmayacak. aklınna şaşarım olum senin. ortasından del boynuna as o zaman. bide bana şey deme "bende kontör yok bana haber ver." bende de yok şekerim bi zahmet pembe lakostluların birinden ulaş bana ben öyle yaptım zor değil.
sakin ol benjamin!
bak aklıma geldi işte..

boşveeeer durma dans et

dün eskişehir'de yurdun balkonuna çıktığımda sokak lambasının ışığının altında, yağmur yağarken öpüşen çift ne hoştu be.
*
son demler eskişehir'de. bide balo şeyim çıktı gitsem mi gitmesem mi lerim aldı başını gitti. ama son karar gitmiyorum oldu du bakalım hayırlısı.

ankara'da ki şenliklere yoğun katılımlarımdan dolayı "şenlik kızı" madalyası, kupası verselerya bana.
enjeksiyon sponsorluğundaki şenlikler de pek şendi be. odtüye giriş maceraları falan.
biliyo musun "mustafa hakkı" oldum ben odtüye girerken. arabada giderken kuzen elime kimliği tutuşturduğunda tek sorunun kimlikteki erkek fotoğrafı olcağını sanmıştım. neyse dedim kapatırım fotoğrafı parmakla. ama bilemedim "mustafa hakkı" olduğumu. soktum gözüne güvenliğin kimliği. neyseki onun gözü çantalarda ve sanklanması muhtemel olan bira şişelerindeydi. 6 kutu birayı esrar arar gibi aradı buldu canım güvenlik. çantalardaki de şans işte durdu bulamadı. güvenlik amca "yihuu bulduk malları amirim" edalarıyla aldı biraları gitti. biz de bedüklemek üzere gittik. şenlik insanı formatına uygun bir şekilde eğlendik meğlendik işte. vücudumdaki enfeksiyon çoğalmasıda bu bedüğe denk geldi. ertesi gün hayko dayıya gittik. off bee gözümü bir saniye bile ayırmadım sahneden öyle fanı olduğumdan değil eskişehir'de ki ilk haftam geldi aklıma yine böyle hayko cepkin konserine gitmiştim. ne sancılı günlerdi lan. bahçeli fatihiyle aramız kötü cart curt işte. tüm şarkı sözleri ona tabiki. tam bir kral tv kızı gibi bu şarkı benden sana modlarım triplerim puu bak tiksindim kendimden. bağıra çağıra söyledim, gökyüzüne baktım söyledim, ona, buna, yıldızlara baktım söyledim. napıyosunuz olum hepiniz bok gibisiniz! der gibi söyledim. bu arada vücuttaki enfeksiyon aldı başını gitti. pazartesi oldu kız doktora gitti. doktor dedi antibiyotik iğne yazıyorum sabah akşam 5 gün boyunca. kız dedi eyvallah.
çarşamba oldu, günler geçti. iğneler yedim. üstüne oturduğum kaba etlerim isyan etti artık. sonra yeniden oldum şenlik insanı. çocuk yine dedi "özledim seni" . kız dedi "ee gel beytepeye şenliğe". çocuk dedi olur.

zıçtığımın telefonları felçti o gün. lanet ettim. bok gibiydi herşey, sen. neyseki iğneciye gidebilmiştim çocukla. -acımadı kiiiii acımadı kiiiiii- ama nazlandım işte yalandan ahhlar amanlar topallamalar falan ama hız kesmiyorum hiç aynen şenlik alanına. bu arada çocuk kayıp tabi pembe lakostlu arkadaşlarının yanına gitti. çok istiyodum lan onun en sevdiği şarkıları onunla baraber söylemeyi hatta o şarkıları söyleyen adamla beraber söylemeyi, eğlenmeyi. olmadı ama. telefonların yüzünden ama valla yoksa biliyorum ben çocukta isterdi benle olmayı. ister miydi?
feci üzüldüm. bitti gittik işte.

sabah oldu kız yine iğne oldu. acıdı. çok acıdı. akşam oldu. kız yine iğne oldu yine acıdı. ama eğlendi duman abileriyle. şarkılar yine malum kişilere... şenlik insanı çizgisinden hiç çıkmadan ertesi gün kız yine alanlarda ve yine bedük. çocuğumuz gelcekti fakat hastalanmış canım kıyamam! ama olsun durma dans et durma dans et! demiş büyüğümüz demet akalın. bizde öyle yaptık ve aşk bizi teğet geçti azizim.

18 Mayıs 2009 Pazartesi

yine aynı şey

eskişehirde özel gencay* üretim merkezi olduğunu düşünüyorum. bu gencayları ben sokağa çıkınca salıyolar gibi çok acayip. böle kımıl kımıllar hele bu sıcak günlerde. tatlılarda aynı zamanda. tuhaftır ki bu gencaylar şimdi geliyolar tamam mı bana doğru bende bakıyorum işte vay anasınıı ne güzel lan falan diye süzüyorum, kaş, göz, omuz, kol, el. sonra o elin uzantısında başka bir vücut beliriyor hem de bir başka cinsiyetten evet evet kız bu. lanet edip kaderime bi başkasına bakıyorum yine elinde bir adet kız. sonra bir başkası bir başkası derken ohaaa diyorum ohaa. kıskanıyo muyum? evet abi kıskanıyorum. kendi elime bakıyorum boş ya da bi kitap falan. neden lan neden diyorum neden benim elimde bir gencay eli yok. ve bu boş ama hoş düşünceler tabiki en son sevgiliyi deli gibi özlememe sebep oluyo. kim olduğu ne kadar çocuk olduğu ve ne kadar boş olduğu gerçeği hiçbirşeyi değiştirmiyo. sadece özlüyorum. elimden tuttuğun günleri, öptüğü anları, güzel sözlerini, gözlerini, kalbimi hayvan gibi kırdığı günleri özlüyorum sadece. keşke diyorum bi mağazaya girmek için elini bırakmasaydım, karşıdan karşıya geçerken daha rahat olmak için elini bırakmasaydım, derste tuttuğu elimi hoca görcek diye bırakmasaydım, öpüşürken biri görcek diye panik olup onu kendimden uzaklaştırmasaydım, hep daha fazlası olsaydı. daha çok daha fazla zaman. evden merak ederler diyip yanından ayrılmasaydım. sınıf pikniğinde çok içip sızmasaydım da onunla daha çok dağda bayırda dolansaydım. bizi pikniğe götüren serviste onun göğsünde uyuyup kalmasaydım da daha çok konuşsaydım. veee tabiki keşkelerim olmasaydı daha çok zamanım olsaydı. ya da havalar azcuk soğuk olaydıda şu çiftler kampüse hemen salınmayaydı da ben böyle şeyler düşünmek zorunda kalmasaydım.
budur ahvalim.

*gencay: genç delükanlı işte

25 Nisan 2009 Cumartesi

baharım geldi

aşık oluyum aşkımdan öleyim falan istiyorum bu aralar. karnımdaki tırtıllar bi an önce kelebek olsun uçsun mideme çarpsın midem bulansın böyle bu tarz olaylara giriyim yani öyle.
hadi öptüm bay.

29 Mart 2009 Pazar

inicek var

kızın teki yazmış fotoğrafın altına "canıımmmm istanbula çok yakışmışsınnn"
lan neyse lan demiyorum buna da bişey.

"özledim seni" e hadi bunada demiyorum. hatta sana hiç bişey demiyorum.

daldan dala da atlıyorum. atladım.
ankarada yetişen nadide bir çiçekten söz edicem. İ. MELİH GÖKÇEK. ettim. sen ankarasın büyük düşün demiş bu çiçek. sayın nadide çiçek ne kadar büyük? ben hayal edemedim, büyük düşünemedim.


-şurdan uzatır mısınız bi öğrenci eskişehir'de incem.

15 Mart 2009 Pazar

kız yazar

sanma ki bişey olmadı. suya anlattım geçti, yola söyledim geçti işte bunun gibi şeyler yaptım geçti. yalan yalan geçmedi içimde, yazmaya üşendim.

al işte yine aynı şey oluyor.
üşeniyorum.
üşendim.

26 Ocak 2009 Pazartesi

neyiz biz?

ooff aayyy amaaaaan tatil matil zart zurt.....

istanbul'da güzel şehir ha.
neyiz biz? dedim içimden ben, o da duymuş olacak ki nesiniz siz sevgili mi? dedi. hayır dedim sadece. diyebildim daha doğrusu. diyemedim ki biziz o diye. soramadım ki niye sordun diye. soramadım ki sen kimsin beni niye merak ediyosun diye. sıkıldım! bitti!
bana yazdıklarının hepsini okudum ve sen haksızsın çocuk seni kınıyorum ve sana laflar hazırladım hem de çok pis ağır. koşarak kaç bence. ooff ya da ben kaçayım.
nereye?
neyse ya sıkıldım.
bitti.

6 Ocak 2009 Salı

altı

"bu dünyaya kendi isteğimle gelmedim ben;
şaşkınlıktan başka şeyim artmadı yaşarken.
kendi isteğimle de gidiyor değilim şimdi,
niye geldik kaldık, niye gidiyoruz bilmeden."

ömer hayyam

bir garip haller içinde halim diye bi şarkı mı vardı ne. vardı gibi sanki. neyse konu bu değil ama bu aslında. benim halim değil konu. bu günün hali. ne olmuş güne salı işte hem de 6 ocak. sorun zaten ocak olması hem de 6 sı olması. onun doğması. öbürünün kendi isteğiyle gitmesi.
bu sefer güne değil aya anlam yükledim ben öyle oldu ne yapcaksın. sağlık olsun.
hastayım.