18 Aralık 2008 Perşembe

ebesobe

sen beni kaybetme bence. elimden de tut demiyorum ama gözünün önünde olayım.hani bırakıp kaçmam da ama alır götürürler sesim çıkmaz, giderim. bağırmam hiç gidiyorum diye ki hiç bağırmadım da zaten.
sen beni cidden kaybetme. bugün baktımda şöyle bi sana yok yani olmaz ben gibi yaklaşan sana. bulamazsın. bu senin çok özel olduğundan değil. benim salaklığımdan hiç değil. senin eksikliğinden benim de sana biraz fazlalığımdan sadece. bir tutam salaklık olabilir içinde(çaktırma).
çok önceden demiştim sana beni kaybettin diye ama buldun! sobe!

23 Kasım 2008 Pazar

mış'lı geçmiş

kaç yıl önceymiş, unutmuş bile. en son ne zaman titremiş dizleri, ne zaman midesinde uçmuş pır pır kelebekler-ki varsa o kelebekler-, ne zaman onu görmek için saçma sapan bahaneler uydurmuş, ne zamandan beri çok görmek istemiş ki zaten birini unutmuş. aslında istemiş hep titresin dizleri, görsün hep onu, uçsun kelebekleri, ithaf etsin şarkılarını. cep telefonuna baktığı zaman gördüğü "1 mesaj alındı"lara heyecanlanmak istemiş, merak etmek istemiş hep. duymuş hep sağdan soldan bir şeyi çok isteyince olur u. inanmamış ki hiç. olmamış çünkü hiç. çok istemiş öyle böyle değil çok fazla istemiş. olmamış. hıh işte oldu demiş tam ama yanlış birşeyler varmış "doğru" değilmiş olanlar. "yalan"mış hep. şaşırmış zaten nasıl bu kadar sahici olabilmiş her şey. biliyormuş zaten yalan olduğunu da işine gelmiş biraz. oynamış işte ama sevmişte bu oyunu, oyuncağını. bir an böyle kaptırmış kendini oyuna aa bi bakmış hayat devam ediyor, oyun bitmiş. birileri almış kızın oyuncağını. halbuki kız biliyormuş bir gün oyundan sıkılacağını ama işine gelmiyormuş işte. görmüyormuş oyunda ters giden şeyleri. ama hiç tahmin etmemiş bu kadar çabuk birilerinin çıkıp oyuncağını alacağını. bozulmuş tabi, üzülmüş, ağlamış, kızmış, küsmüş. arada bir başka oyuncakları olmuş ama bozulmuş onlar hemen.
hıhh işte oldu dediğinde titrememiş hiç dizleri, uçmamaış kelebekleri. tamam görmek istemiş ama oyunu hakkını vererek oynamak içinmiş onlar. .......ve artık sıkılmış, bunalmış, özlemiş unuttuğu hislerini. istemiş yine inanmak bir şeyi çok istiyorsan olur a. görüyormuş çünkü sokaklarda soğuk elleri ısıtan bir başka eli, birbirini ısıtan nefesleri.

sadece özlemiş unuttuğu hisleri. buymuş bu aralar derdi.

22 Kasım 2008 Cumartesi

staj-akçay-ankara

şöyle oldu böyle oldu tamam anladık ama şu çok güzel oldu bak. staj işim bok olmuştu tam. olmuştu değil boktu yani yazın bi daha yapıcaktım kesindi bu. daha doğrusu pazartesi sordum dedim "bi şans" dediler yok artık yazın bi daha yap. iyi dedim. çok da umrumda değilmiş gibiydi ama salaklığıma kızıyodum tabi. aaa dün bi baktım adım panoda. ertesi gün görüşmeye çağrıyolar. bi gariplik vardı çünkü staj dosyam bendeydi vermemiştim ki onlara doldurmamıştım bile daha. amaan daha kötü ne olabilir ki işte yazın yapıcaktım. toplantı odasına birer birer girdik yok senin şuyun eksin yok burası yanlış olmuş deyip deyip yolluyolar genç arkadaşları. ben girdm içeri onlar bana ben onlara bakıyorum ortada bişey yok çünkü farkında değiller.

amaaan sıkıldım haa böyle anlatmaktan ne mal bişeymiş şu oldu bu oldu diye yazmak. ooff işte dedim tamam yazıcam "son şans" yaa nolcak sanki . tamam dediler. havada 3,5 salto yaparak ve ters takla atarak sınıfa doğru uçtum.

hımm dur dur en güzel şey şuydu aslında. aldım bileti işte binicem otobüse. bi baktım koltuk numaram 3 ııyy ayaklarımı uzatamıycam bok gibi haa bura dedim oturdum bilete bi daha baktım AKÇAY-ANKARA yazıyor. çok garip oldum lan. ne güzeldi akçay hey gidi hey. bindiğim otobüs akçay'ın arkadaşlarımız giderken el salladığımız o küçücük otogarından çıkıp gelmiş. hemen ayağa kalktım saygı duruşunda bulundum tekrar oturdum. hemen bacoya bi msj çaktım dedim böyle böyle.
ankaraya geldik iner inmez adamın biri muavin kardeşe bu nerden geliyoğ? dedi.
bizim oğlan akçay dedi. eve gelene kadar o akçay döndü durdu beynimde.

20 Kasım 2008 Perşembe

net

"ben buraya ait değilimcilik" yapma şimdi komik oluyo yani. ben güldüm sen onu yaparken. dalga geçtim içten içe seninle yaptım böyle bişey senin haberin yokken bi boktan. açık ve netim şimdi iyi dinle göksu olduğu için nasılsın bilmiyorum sormuyorum. göksu olduğu için nasılım bilmiyorsun. hüsnü kuruntu mu ne öyle bişe var onu da yapmış olabilirim şimdi ama seni tanıyorsam ki iddia ederim en iyi tanıyan benim seni nasıl? ve neden? diyorsun. p. en başından beri silik o etkisiz eleman, götte dolanan.

13 Kasım 2008 Perşembe

düşün düşün boktur işin.

yok yazamadım. gelmedi bişey.
hayallah !

29 Ekim 2008 Çarşamba

küfür!

öncelikle iyakşanlar. açılmışsın yavrum hayırlı olsun. mesut olduk, sevindik. gereken yerleri kınadık gereken yerde de bi takım küfürlerimizi de ettik bunuda bilesin e mi.

2 saat boyunca sadece bir kere sen önümden yürürken lan dedim şuna şöyle arkadan kollarımı kocaman açarak bi sarılsam noolur ki ? dedim. bi an ya sadece anlık kocaman bi sarılma isteği bu kadardı yani geçti gitti. başka şeyler de yapmak istedi canım çok. mesela o 'diğer'leriyle olanları anlatırken ağzının ortasına çarpma isteği kadar masumane şeyler. bir de önlenemez bir küfür etme isteği. o nerden çıktı ben de bilmiyorum ama öyle yani küfür!
sen gittikten sonra niyeyse bilinç altım bana bi oyun yaptı sağolsun böyle herkes herşey sustu beynimde o an hissettiklerimin soundtracki çaldı. soruyo musun bakalım nasılsın diyee? ne biliyosun belki iyi değilim bu gece. sadece bu kadarı. hep sen anlattın hemde hava su anlatmadın yani diğerlerini anlattın. baktım gözünün içine ta içine baktım, istediğim, beklediğim, özlediğim tek bir cümle söyle diye. ya öyle öznesi tümleci yüklemi yerli yerinde olmak zorunda değildi. sadece yüklem bile olurdu hatta. neyse zaten boş bakıyodun, boş bakmıştım. kandırdım.
ama sormadın nasılsın? diye halbuki ne çok yalanım vardı bu soruya. hazırlamıştım. şöyleyim böyleyim şunu yaptım şunla şurda... bi kere daha gel demedim sana. gelme çünkü. dokunmadım. istemedim(elektrik falan mazallah). konuşmadım. sustum. bekledim sor, bekledim merak etmiş ol. ı-ıh yok cık. ben merak etmiyodum biliyodum çünkü. sormama pek gerek kalmıyodu dilinin ucundaydı anlatıcakların. sorcağımı sanıyodun. bildiğimi bilmiyodun. diğerlerini değil seni merak ediyodum sadece. onuda ben sormadım sen de anlatmadın zaten.
sen gittikten sonra soundtrackimi tek başıma 15-20 dakika oturup dinledikten sonra soru işaretleri falan hepberaber bindik metroya sonra ver elini kuaför kardeş. boyandım, oldum renk renk geldim.

budur!
öyle yani.

sevmem o bana şunu dedi ben ona şöyle yaptım sonra hoop şöyle oldu yazılarını yazmayı. ama oluyomuş yazası geliyomuş insanın.

15 Ekim 2008 Çarşamba

yalan mı?

ne oluyo şuanda biliyo musun? piiuu nerden bilceksin. yağmur yağıyo. peki nerdeyim onu biliyo musun? yok. balkonda( yurt). ekran mekran oldu hep yağmur damlası. aaa tabiki müziksiz olur mu olmaz. manzara idare eder. gökyüzü, büssürü kocaman ağaç, azcık da erkek yurdu manzarası.
güzel güzel biraz soğuk o kadar. ha bide gündüzler sıkıcı gibi oluyo. dersler falan sıkıcı tabi ders araları daha sıkıcı. insanlarda öyle bi garip falan işte.
bu mudur ? budur be ne olsun daha hava su.
haftasonu olsun hep cumartesi pazarlar olsun. biri gelsin biri gitsin bunların sonra başa dönsün. olur ya zor değil. koca dünya dönmeyi biliyo ama bize sormadan bi sıkıntın var mı istersen duruyum, zaman dursun sonra demeden dönüyo.
yalansa de yalan.

20 Eylül 2008 Cumartesi

aldım verdim

bir anı'nın, bir an'ın güzelliğini ömrümce saklayanlardanım.
o anın verdiği hazzı başka bir şeye değişmeyenlerdenim.
an'lar geçicidir mi dedin?
sanmam...
bende yaşadıkça o an,
ben o an'da yaşadıkça o'nu konuk etmekten bıkmayacaklardanım.
hayatım o güzel bir tek an'ın ev sahipliğinde geçse pişman olmayacaklardanım.
kıymet bilenlerdenim.
kıymeti bilinmeyenlerden de olurum...
ben, "o an" olurum
o anın içinde olurum,
o an'ı yaşamak için;
....
ölürüm...
....
..
.
(ölmem. şair burda bayrağa seslenmiş. benle alakası yok.)

19 Eylül 2008 Cuma

ne vardı?

  • benim eski lisenin forması değişmiş. babam da dün aynı o renklerde giyinmiş. bizde dedik annemle aayy senide liseli sancaklar ahahaha bi güldük bi güldük.
  • noolcak bu fenerbahçenin hali ?
  • bi banu alkan vardı nooldu ona. bide bunun ahu tuba olanı vardı onada nooldu?
  • müzik dinle. ne dinlediğin önemli deil salak salak şeyler olabilir. ama arkada televizyonda açık kalsın ondada salak salak şeyler göstersin hiç önemli deil.
  • evde yemek varken git kendine tost yap akçay usulü olsun.
  • saçını başını boyat saçma sapan renklere.

saçmala saçmala daha fazla saçmala zıç hatta oluyo gibi hadi biraz daha saçmala.

  • geçen gün yolda gidiyoduk arkadaşın ayağı takıldı düştü. ahaha bi güldük bi eğlendik. sorma. sanane
  • feysbuk değişti komple. vay anasını eskiden buralar hep bizimdi, dedemindi bide dutluktu.
  • benim staj olcak agd gibi. du bakalım noolcak.
  • tost olsa da yesek.
  • kitabımı okusamda bitse.
  • annem aradı şimdi kek yap dedi. yapsamda yesek.

saçmala saçmala saçmala daha çok...

  • gelecek hayali kur. boz. yap. boz. yap boz
  • indirimler bitmiş. banka soy alışverişe çık.
  • her gün ilacını iç.
  • bebe yağı ne güzel kokuyo.
  • tren çok soğuk oluyo.
  • havalarda soğuyo ha. hani bu pastırma sıcakları nerde?
  • ekşi sözlük oku oku oku.
  • fotoğraf çek. poz ver.
  • yatağını toplama bırak dağınık kalsın ama sabah ki bulaşığı yıka annen kızar sonra.
  • ........................

saçmalama lan tamam yeter kes. olmuyo işte o orda duruyo onun yanında sen burda ya da dünya dönüyo sen daha dur burda hangisi işne geliyosa. tamam şimdi dağılabilirsiniz. hadi gidin artık bakmayın. emniyet şeridini de geçmeyin. zartzurt

11 Eylül 2008 Perşembe

ilacımı içtim bekliyorum .


eskişehir ilaç olsun. x=y (!)

ilaç fazla alınırsa nolur? ilaca yazık olur. yok yok bu olmaz. midene yazık olur. yüksek doz falan mazallah sonu kötü olur. hıh işte eskişehir'de böyle(?). olmadı bu baştan alalım.


ilaç gibi dedik. ilaç ne yapar adama? iyileştirir. ağrılarını dindirir, acısını yok eder, yarasını kapatır... (bunları genelde zaman yapar ama çaktırmaz) pöf bu hiç olmadı hala açık bir yaram var. bir de şöyle deneyelim bakalım:


kana alkol karışmışsa, öncesinde ya da sonrasında bünye ilaç almışsa ne olur a dostlar sorarım size. evet tam olarak ne oluyo bilmiyorum ben de ama kötü bişe oluyo yani bu kesin. hıh şimdi oldu gibi. burda x yerine y koyabiliriz.

karmaşık bi denklem gibi çözülmesi zor/karışık ne dersen, sonuç sinir eden türden x=0 .

9 Eylül 2008 Salı

onu yazma bunu yaz

şurdan başlasam olmaz. ordan başlasam, yok yok o da olmaz. burdan başlayalım o zaman. bugünden, saatler öncesinden hatta onca güzel şey onca eğlence yaşanmamışçasına en hislisinden başlayalım di mi bi kişilik klişesi yaşatıyım bünyeme. sonra da bana oh olsun!
bi kere sen kokuyo o cadde ya da bana öle geliyo ya da sen çok dolanıyosun ortalarda ona buna sinmiş kokun. yapma böle ! bizden "kaşarlı tost" olur anca bunuda farkettim hayırlısı olsun.

okul başlıycak diyolar öyle uzağım ki o seslere unuttum bile. yalan söyledim. unutmadım.
sinirlendim.
çok parfüm sıkmak yasaklansın.
öptüm by.

15 Ağustos 2008 Cuma

akçay ...

6 Ağustos 2008 Çarşamba

"şey"

beni salak yerine koyman. asabiyetimin ve kırılganlığımın yegane temeli budur. bu temel benim en kıymetli üzülmemdir. istikbalde dahi beni bu üzüntüden mahrum etmek isteyenlere kapımız açıktır ey türk genci.

of yoruldum senden. farkındaysan sıkılmadım, bıkmadım, nefret etmedim. yoruldum senden. ara verelim ya 2 ileri 1 geri gitmelerimize. niye gidiyoruz ki hem duralım. durduk zaten biz. bak nerdeyse bi yıl olcak. bırak yaa bu işleri eskisi gibi davranmaları falan olmuyo işte çocuk. lan ben burda yok dönüşümdü yok içseldi yok projeydi diye saçmalıyorum bak artık eskisi gibi değil hiç bişey diye, sen geliyosun 2 ileri. ben geliyo gibi yapıyorum yarım adım. sonra bişe oluyo hop büyü bozuluyo ortaya bi fotoğraf çıkıyo, kalp kırılıyo. ay pardon sen ne diyodun "şey". ben şey olmayım diye fotoğraf ortaya geç çıkıyo. sonra sağa sola ben o "şey" olmasın diye sordum ona falan deniliyo. çok geç artık oldum bile "şey".

ben farklıyım di mi, o yüzden böyle yaptın? iyi kalpliyim di mi, o yüzden öyle davrandın? özlemiştin di mi, o yüzden gelicem diyip sonra vazgeçtin?

seninde en kısa zamanda "şey" olman dileğiyle (öptm by)

23 Temmuz 2008 Çarşamba

aldattı mı lan acaba beni ? bak birden aklıma geldi görüyo musun. neyse olur böyle ya şey yapma sen.
devam devam .

18 Temmuz 2008 Cuma

sarı leblebi+sarı kola
geçen sene bu zamanlar onunla aldığım başladığım ama hala bitmeyen bi puzzle
deli gibi bi alışveriş yapma isteği (deli gibi olması şart diil herhangi bir alış olabilir)
önümde yenmeyi bekleyen en güzelinden 2 dilim baklava
odanın sıcaklığı
okunmayı bekleyen kitaplar
sürekli duymak istenilen şarkılar
yanında olmasını istediğin arkadaşlar
...
..
.

8 Temmuz 2008 Salı

proje çalışmaları itinayla devam ediyor efendim.

bilgisayar soruyor delete yapcam bunu abla emin misin? ben diyorum yap gülüm yap delete yap.
sefam olsun ohh ohh.

7 Temmuz 2008 Pazartesi

proje kapsamında ki önemli noktalardan biriydi yazılanları silmek, mesajları silmek hala da öyle du bakalım az kaldı silincek gibiler az önce denedim olmadı ama eli kulağında silcem yani.

1 Temmuz 2008 Salı

içsel dönüşüm projesi bir yapım olup mantıklı düşün lan artık şirketinin sponsorluğunda gerçekleşmesi planlanmaktadır. adı üstündedir içsel bir dönüşümden bahsedilmektedir. yeter artıktır. daha önceki duygularımla hareket ediyorum ben şirketinin bi boka yaramadığı tarafımızca farkedilip yeni bir sponsor arama çalışmalarına girilmiştir. projeye destek ve katkı açısından mantık içerikli firmalarla çeşitli görüşmeler, anketler, toplantılar falanlar filanlar yapılmıştır. ve dönüşüme en büyük katkıyı yapan firma bu şekilde seçilmiştir.
aniden böyle bir proje isteği bünyede doğmuştur. çünkü artık gerçekten yeterdir. iyi de olmuştur. şimdiden bu projede yer alan, almak isteyen herkese teşekkür eder görevlerini yapmalarını saygılarımla arz ederim.



imza
içsel dönüşüm projesi en genel müdürü

28 Haziran 2008 Cumartesi

tırt

evet hala cd jelatini( jelatin mi deniyo lan ona) açma özürlüyüm bugün onu farkettim. ama hangimiz diiliz ki a dostlar.
hala şarkı dinlerken hımm bu söz benden ona, aaa bak şurası tam bize göre (biz derken?), ooff bunu o da dinlemeli diyorum. dememeliyim. deme. gerek yok. manyak mısın diye sorarlar adama sonra.
artık sevdiğim şarkıları b*kunu (blog kirlenmesin diye kibarlıktan diil yani) çıkarana kadar dinlememem lazım. dinlememeliyim. dinleme. sorunlu musun diye sorarlar adama sonra.
boşver düşünme tatlı matlı değilim ben. puding hiç diil.

arz ederim .

19 Haziran 2008 Perşembe

"beni sordu mu?" öyle böyle değil çok hüzünlü bir cümleymiş, bilmiyordum.
birisi var tanıdığım birisini seviyor o birisi de başka birisini, derken karanfil elden ele durumları yani. bahsederken o sevilen kişiden ben, önce gözleri gözlerimde, "seni sordu" bakışı aradı, bulamamış olacak ki sesini kattı kalabalık caddenin gürültüsüne;
-beni sordu mu ?
bu soruyu o kadar hüzünlü sormasaydı, gözlerimle girdiği müzakerden idmanlı cevabım hazırdı, "evet selam söyledi :)" ama yapamadım, gerçeğin bu kadarına ihtiyacı vardı;
-hayır seni sormadı.
gözlerini kaçırdı, kırıklığını gizlemek için birşeyle yapması gerekiyordu ki cep telefonu imdadına yetişti, telefonu aldı, tuş kilidini açtı, kapadı, açtı, kapadı .



*ekşi sözlükten alıntıdır. canımı yakmıştır. belki de yaşanmıştır ya da hissedilmiş..

11 Haziran 2008 Çarşamba

final

son kez burdayım. belki bi kaç gün daha. son işte son. bitmiş haberim yok diyicem ama nerdeyse 2 aydır haberli bir şekilde gün sayıyordum. son sınavım bi de. bu da güzel olan birşey şuan için ve ben çok sevgili okulumun pek bi sevgili kütüphanesinde ders çalışıyorum ve tabi buda son kez.
haa bide onu gördüm sonunda o da sona denk geldi ama olsun konuştuk selamı var.

3 Haziran 2008 Salı

ooff bi gariplik var yaa bu sefer hiç gitmek istemiyorum. sanki bu son geldiğimde temelli bi daha eskişehire dönmiycekmişim gibi gelmişim. olmamalı böyle yaa daha girmem gereken sınavlarım var. pööff resmen gün sayıyorum ordaki ranzamın tepesinde ha. bu sefer niye böyle oldu bende anlamadım burda çok süper çok harika günlerde geçirmedim halbuki sıradan ve normaldi herşey. çözemedim ben bunu neysee artık bakalım noolcak bu işin sonu. daha valiz hazırlamam lazım hımm bide şu yarın ki sınav için çalışmam lazım sanki. yaa niye bütün bunları ben yapıyorum. (ne diyorum ben ya )

1 Haziran 2008 Pazar

bi çocuk ne kadar mert olabilir ki zaten di mi?
hı hıı evet bende öyle düşünmüştüm .

24 Mayıs 2008 Cumartesi

mola

gittim geldim ya bi, off nasıl rahatladım nasıl iyi geldi.
kendi çapımdaki ufak rekorumuda kırdım. 7 gün 7 gece boyunca hiçbişeyi ve hiçkimseyi düşünmeme rekoru. valla keramet Kıbrıs'ta mı yoksa kana karışan alkolde mi bilinmez ama ben bunu yaptım.
ne güzel bişeymiş o sıkıldığım iki şehirden ve sıkıldığım insanlardan uzakta özlediğim insanlarla uzaklara gitmek, sabahlamak, eğlenmek, yorulmak, sarhoş olmak..
10 şişe passiflora tadında günlerdi
.

8 Mayıs 2008 Perşembe

?

ne garip insanlar var.
bok gibisiniz.
!

5 Mayıs 2008 Pazartesi

1.

geçen sene bugündü desem artık ne ifade eder acaba güne anlam yüklemekten başka. yine aynı heyecan mı olur. sanmam. ikimizde aynı anda aynı şeylerimi düşünürüz farklı şehirlerdeyken. sanmam.
neyse artık çok geç yükledim bi kere ben bugüne anlam. cumartesiydi.
dersane
edebiyat
merdiven
...
..
.
ve yine gerisi falan filan .

4 Mayıs 2008 Pazar

20 Nisan 2008 Pazar

anneeee okula gitmek istemiyorum diye zırıl zırıl ağlayasım çatlayıp patlayasım var. hep hafta sonu olsun diye mızmızlanasım var sonra. öle yoğun olsun ki bu cumartesi pazarlarım başka bi bok düşünmeye fırsatım kalmasın. hoplayalım, zıplayalım, dans edelim, öğrenelim öğretelim, 1.likleri kutlayalım... gitmiyim oraya sıkılıyorum yaa anneee ateşim çıktıı gitmiicem ben bugün okulaaa.....

14 Nisan 2008 Pazartesi

alışveriş merkezinin üst katından el ele tutuşmuş boşluğa doğru bakarken kız "elimi hiç bırakma olur mu" dedi.

o da " bugüne kadar ne zaman bıraktığımı gördün ki" diye cevap verdi. kendinden öyle emindi ki.

bıraktı.

dolmuş

"en büyük tepki, tepkisizliktir" derken ne dediğinin kendisiyle ne kadar çeliştiğinin farkında mıydı acaba. sanmam. çünkü olaylara en büyük ve abartılı sitkom oyuncuları gibi tepkiler veren sendin be güzelim. gereksiz tepkiler kendini ciddi bi bok sanmalar. olgunum ben aynı zamanda dolgunum dercesine büyük hareketler büyük olduğunu sandığın cümleler kurmalar. sürekli üstünde şu dalga geçtiğin dilinden düşürmediğin liseli ergen kız bunalımları ve hatta bir depresyon hırkası var peki bunun farkında mısın ? bunuda sanmam. çünkü sana kalsa dünyadaki en yalnız(!) en şanssız en mutsuz en bahtsız bedevi sensin. ve çevrendeki kimsenin sorunları(?) seninkinden büyük ve daha mühim olamaz ki zaten çevrendeki herkes salak di mi ?
ha bidee "heyoooo ben neşeli kızım garip kızım her ortamda çok pis içerim bünyem sağlam sarhoş olmam etrafa neşe saçar insanları kendime hayran bırakırım" hallerin vardı di mi bebişim unutmuşuz bak onları. halbuki her fırsatta göstermeye çalıştığın hallerin bu senin, peki bunun farkında mısın ? başkalarının yanında garip bi tavır takınmalar en garibinden bi cool (ne demekse artık) takınmalar. sonra büyük beylik laflar söylediğini sanarak cümleni kurup sigarandan bi nefes alıp arkana yaslanmalar. oofffff ne yılan geliyosun bazen gözüme var yaa !
herşeyi bilir etrafta olan bitenin, dönen dolapların hepsinden haberin olur senin, farkındasındır sen hep. ne kolay di mi milletin arkasından atıp tutmak sonrada yüzlerine dedikodusunu yaptığın insanların yanında hiç utanmadan gülmek. ama sana kalsa bu yaptığın çok güzel bi hayatı idare etme taktiği.
çok var daha ama benim sabrım yok aslında o da çok var ama neyse şimdi bunada gerek yok.
tamamen gereksiz bişey işte.
farzet ki dolmuşum bu gece...

falan filan...

30 Mart 2008 Pazar

gelmedi. gelmediği gibi şöyle oldu böyle oldu adlı bahanelere de sığınmadı. bunuda genelde yapmazdı.
beklemedim. beklemediğim gibi bahaneler duymaya da hazır değildim. bunuda genelde yapmazdım.
"peki, tamam" larla geçiştirceklerim vardı. içimde kaldı. ama bi çocuk ne anlardı ki bunlardan. bende öyle düşünmüştüm zaten hoop bi gün önceden ilk otobüsle arkama bile bakmadan ver elini angara yolları. hıı ne 22 sinde süprüüüz mü yapıcaktın. yokum ben orda. yoktum yani. yap sen yine sürprizlerini mutlu et birilerini. bakıyım yapabiliyo musun? zor gibi be yapamazsın sen boşver yani kasma. bende bildiğim için hiç düşünmedim işte üzülme yani duyduğunda-evet buna bende inanmadım- orda olmadığımı. zavallı çocuk seni oynayabilceğin yerlere götürcektim halbuki, sözlerini tutabileceğin yerlere, sözlerini duymayı özlediğim sessizliklere, yükses seslere sonra ki bende inanmıyorum ben artık çocuklara diyebileyim sen de bunları duyama diye.

23 Mart 2008 Pazar

nerede kalmıştık, kokusunda mıydık hala işin ? yok bıraktım onuda bi süre önce. aşırı dozdan gidiyodum yoksa. ben her günüme alıştım bi zamanlar. her gece ağır geldi. ilk defa üstüme sinen kokuyu belki kokunu çıkarmak için uğraşmadım ki bunu hiç yapmadım.
kokuda mı kaldık demiştim. yalan söyledim. ben hala en başındayım. bu da yalan. sona yaklaştım ben...

22 Mart 2008 Cumartesi

dedikodu

duydum birşey söyledin
senden değil ondan duydum
söyledin
ben değil o söylüyor
konuştun
sen değil o bağırmış
ağladım
sen görme, o duymasın, ben söylemeyeyim
ağlattın ve belki aldattın
yok bunuda ben görmedim
o söyledi.

16 Mart 2008 Pazar

hiç

*"simsiyah bi bant gözünde ve alnında günah sözlerim yazılıyken, seni tanımam mı sandın ey bozuk çehrem? salıncakta sallanırken daha çocukluğum, içimde beti benzi atmış bordrolu sızılarım gülüyordu pis pis. o kadar hızlı koşuyorum ki gözümde siyah bir bant ve alnımda günah sözlerim aman diyeyim kimse görmesin. her koyuınun adaleti olduğu gibi birde bacağı var. hem de sarmalanmış bir çürük halatla. sağıma uzansam kimse yok solumun da kendine hayrı. ben dibine hayran dünyanın onun haberi yok kıyametinden. öyle böyle savruluvermiş gazete yaprakları gibiyiz onunla biz. sevmeye biraz erken başlamışız barışa mahsus adımlarla. sonra katletmişiz her defasında sevmeyi, sevgiliyi, şehveti. ve ben nedesem boş şimdi. arka sokak günah mahallemde, yan bahçe mezar hem de koskoca. bana ne çok yakışıyor aldatmak bir bilsen ne çok özletiyor kendini yeni hezimet. dediğim odur ki güldürüyor beni kıyamet. ucuzundan duygulanmalarım tadından yenmezken ben harcanıyordum acı acı. kimse dur demedi ben yine de ağlamadım. hain saldırılara maruz kalan cenabet sevaplarım çelimine yanıyordu. çok zayıftı hamlelerim ve ben gülüyordum kıyamete. telefon bir kez daha çalıyordu sökerek yüreğimi. ben yine de ağlamıyordum. ne hikmettir hiç bir ses onu anımsatmadı ya da hiç bir ses tonu kaybolduğumu anlamadı sonra! ben yine de ağlamadım. dünya bana minnet ve her kayıp gazetede manşet yeni bir sevgiliyi harcıyordu. bu kez ağlayarak zırıl zırıl, inim inim, bütün acı çekişen pekiştirmelerle ağlıyordum. ben sevemiyordum ne dünyayı, ne de ufak dualara sığınmış kıyametini. kendimi bir bulursam yapacağımı bilirim. saygımı nerde unutmuştum. pardon! buyrun burda; Saygılarımla... "

*piiz ahmet yazmış hanım kızımızda aynen hissetmiş..

15 Mart 2008 Cumartesi

vagon no: 05 yer no: 51


saatlerce bi istasyonda bekledim dondum, titredim, acıktım.. gelmedi trenim. bende inat ettim otobüsle yolculuk yapmamaya. varya trenin hüznü bi kere üstümde.

yok almıyorum kararlar artık ne haddime hem. benim dışımda gelişiyo zaten her şey. dilekçe yazdım istifa dilekçesi gibi bişey. alıcısı bendim dilekçenin altına imzamı attım. şöyle bi göz ucuyla okudum. dedim iyi yapmışım. düşünme, plan yapma, kafanı cama dayayıp hayal sakın kurma olmaz çünkü sen istiyosun diye değil senin dışında oluyo diye. bırak o düşünsün bırak o yapsın planı. o kim ? o senin neyin ? önceden kimdi o ?

gelince görücez ya da gelicek mi görücez hatta bekleyip görücez..

9 Mart 2008 Pazar

geniş

tükürdüğümü yalamakta üstüme yok. ooohhh afiyet olsun. yaparım ben bunu sık sık ya. valla bak o kadar iğrenç diil. evet midesizlik belkide.
o da öyle demek istememişmiydi zaten diğerleri gibi. miden nasıl kaldırıyo o gördüklerini yaşadıklarını demediler mi ? dediler gözümün içine bakarak dediler hemde ama göremediler niye yaptığmı. görmesinlerde zaten.
ne zormuş başka yer başka zaman da yaşamayı denemek. başka yer belki olur tamamda şu başka zaman işi olmuyo. zormuş karanlığı kabullenmek kadar. sürekli geçmişin içinde yaşamaya devam etmek. bir türlü inandıramamak kendini başka yer başka zaman kavramına. evet inanıyorum başka yerin varlığına ama başka bi zamana bi süre daha inanmıycam galiba yaşıycam geçmişin taa içinde..


*hala müslüm babadan nilüfer dinlemekteyim.. ... başka yer başka zaman sensiz ömrüm olsun. her şeyi al bir şansım olsun... ( pöff iğrenmekteyim bi süre kendimden. şaşırmaktayım bi süre bu arabesk halime. nooluyo yaa)

8 Mart 2008 Cumartesi

trencilik

istasyon insanı oldum ben, onu farkettim bugün yine bi tren istasyonundan bi başka tren istasyonuna doğru yol alırken. trende alıyorum kararlarımı bomboş raylara bakarken, trenle bereber gitmeye çalışan otomobillere bakarken ya da önümdeki yanımdaki mıç mıç öpüşen çiftlere bakarken. anlıyorum bi kez daha "aferin kız iyi karar diyorum" kendi kendime -kendim bile inanmazken buna- ama an geliyo evet diyorum oldu tamam ohh bitti gitti acımıyo artık bak diyorum. hoooop telefonuma acımasızca bırakılan "1 cevapsız arama" adlı o midemi alt üst edici şey beliriyo... (falan filan bundan sonrası)


yok olmuyo bugün. garibim bi. bak şimdi napıcam müslüm gürses'in şarkısını yazıcam (oha lan ne diyo bu kız). valla öyle cicim hafta içi müslüm gürses ve piiz konserine gitmişim ki ohh tadından yenmez. doyamadık babaya bee yine gelsin yine gidelim ( nooluyo yaa). gençler güzel çalıyo di mi baba. sağlam girdik. ruhumuz "dağıtcam lan bugün kafayı" mod on durumundaydı. ne oldu kim kimi dağıttı. hayırdır kızım o şarkıda niye öle oldun hani karar vermiştin öyle mızıklanmıycaktın zırlamıycaktın naaptın o gece niye öyle oldun ? hadi bakalım bi trende ben bu sorularıma cevaplar uydurıyım kafamı cama dayayıp kararlar(?) alıyım. sen de boş durma boz bunları bi dahaki "1 cevapsız arama" da buluşsun hislerimiz sonrası istediğin gibi olsun yine. ha unutmadan hala hissedebiliyo musun ? ..




zamanin eli degdi bize coktan degisti her sey ayni degiliz ikimiz de zaaflarina bir gece hatalarina bir nilufer sevgisizligine bir kalp verdim artik geri ver, geri veremezsin aldiklarini artik geri ver, geri verilmez hicbir yanilgi yokluguma emanet et sen de benden kalanlari her seyi al bana beni geri ver bir sansim olsun baska yer baska zaman sensiz omrum olsun her seyi al bir sansim olsun baska yer baska zaman sensiz omrum olsun her seyi al.../ sensiz omrum olsun...






*evet arabesk oldu. naapalım sağlık olsun. ilk defa o gece duydum bende bu şarkıyı piiz söyledi ama sonra dedim "ohaa bu ne". dediler nilüfer müslüm baba söylüyo. dedik müslüm babaya bi de sen söle dedi gençler güzel yapmış şarkıyı onlar söylesin. peki dedik zırıl zırıl vaziyette söyledik.

3 Mart 2008 Pazartesi

test

rica etsem artık çıkabilir mi hayatımdan ? lütfen desem daha öncekiler gibi. bu sefer gider mi sence? bence gitmeli artık. bundan sonraları için ya da bundan sonra ve hatta "o"ndan sonra olabilmesi için gitmeli çıkmalı artık.
ben konuşmuyorum, bence o da konuşmamalı. ya da hep konuşmalı daha çok konuşmalı, anlatmalı mesala bugüne kadar olanları ben daha anlayamadım çünkü ne olduğunu.
evet hala anlayamadım niyelerim nedenlerim hala duruyo sahiplerine ulaşmak, cevaplarını bulmak için.
var mı ki hala sahibi sorularımın ya da sen misin hala sahibi veya ben miyim bunca zaman şıksız sorular soran o yüzden mi zor geldi cevaplamak. ee alışmıştı tabi bünye çok şıklı bol seçenekli a'lı b'li c'lilere. a, sarı saçlı ablaydı mesala. b, kızıl saçlı mini etekli. c de o esmer olandı di mi?

2 Mart 2008 Pazar

yol

başladı git gellerim. başladı acaba ben yokken neler oluyolarım..