18 Mayıs 2009 Pazartesi

yine aynı şey

eskişehirde özel gencay* üretim merkezi olduğunu düşünüyorum. bu gencayları ben sokağa çıkınca salıyolar gibi çok acayip. böle kımıl kımıllar hele bu sıcak günlerde. tatlılarda aynı zamanda. tuhaftır ki bu gencaylar şimdi geliyolar tamam mı bana doğru bende bakıyorum işte vay anasınıı ne güzel lan falan diye süzüyorum, kaş, göz, omuz, kol, el. sonra o elin uzantısında başka bir vücut beliriyor hem de bir başka cinsiyetten evet evet kız bu. lanet edip kaderime bi başkasına bakıyorum yine elinde bir adet kız. sonra bir başkası bir başkası derken ohaaa diyorum ohaa. kıskanıyo muyum? evet abi kıskanıyorum. kendi elime bakıyorum boş ya da bi kitap falan. neden lan neden diyorum neden benim elimde bir gencay eli yok. ve bu boş ama hoş düşünceler tabiki en son sevgiliyi deli gibi özlememe sebep oluyo. kim olduğu ne kadar çocuk olduğu ve ne kadar boş olduğu gerçeği hiçbirşeyi değiştirmiyo. sadece özlüyorum. elimden tuttuğun günleri, öptüğü anları, güzel sözlerini, gözlerini, kalbimi hayvan gibi kırdığı günleri özlüyorum sadece. keşke diyorum bi mağazaya girmek için elini bırakmasaydım, karşıdan karşıya geçerken daha rahat olmak için elini bırakmasaydım, derste tuttuğu elimi hoca görcek diye bırakmasaydım, öpüşürken biri görcek diye panik olup onu kendimden uzaklaştırmasaydım, hep daha fazlası olsaydı. daha çok daha fazla zaman. evden merak ederler diyip yanından ayrılmasaydım. sınıf pikniğinde çok içip sızmasaydım da onunla daha çok dağda bayırda dolansaydım. bizi pikniğe götüren serviste onun göğsünde uyuyup kalmasaydım da daha çok konuşsaydım. veee tabiki keşkelerim olmasaydı daha çok zamanım olsaydı. ya da havalar azcuk soğuk olaydıda şu çiftler kampüse hemen salınmayaydı da ben böyle şeyler düşünmek zorunda kalmasaydım.
budur ahvalim.

*gencay: genç delükanlı işte

1 yorum:

küçükmübaşir dedi ki...

sizi yeniden aramızda görmek ne şahane.

iğne ve şenlik anılarınızı da kaleme almanızı sabırsızlıkla beklediğimizi söylememe bilmem gerek var mı?